Şişmanlık ameliyatı olmaya karar verdiniz ve bu durumu aile üyeleriyle veya yakın arkadaşlarınızla paylaştınız. Genelde şöyle bir yanıt alabilirsiniz: “Senin ameliyata ihtiyacın yok ki. O kadar şişman değilsin. Bunu doğal yollarla halledebilirsin. Birazcık boğazını tutabilsen çok rahat kilo verirsin” Aslında kilo problemini en iyi yaşayan bilir. Herkes bilmez, anlamaz ne kadar uzun zaman sayısız diyetler yaptığınızı ve tekrar kilo aldığınızı.
İçindekiler
Obezite Cerrahisinin Riski Var mı?
Sadece siz başaramıyorsunuz sanırlar. Bilseler diyetlerle kalıcı kilo verme oranının %3-5’i geçmediğini. Bilseler ne kadar uzun süredir mücadele ettiğinizi, ne kadar yorulduğunuzu. Aslında onlar da bir yönden haklılar. Siz onların biricik evladısınız, en sevdiği arkadaşısınız. Adı ameliyat olduğu için çekinirler korkarlar. Çevreden duydukları kötü hikayeler, yanlış bilgilendirmeler de onları böyle davranmaya iten şeylerdir aslında.
Bu ameliyatlar artık çok yaygın, nerdeyse her yerde yapılıyor. Çünkü obezite tüm dünyada gittikçe artan bir sorun ve covid pandemisi döneminde bu sorun daha da arttı. Medyadan, gazetelerden, yakın çevrenizden şöyle haberler duyabilirsiniz, görebilirsiniz: “Bizim alt komşu mide küçültme ameliyatı oldu. Kaçak olmuş, bir ay sonra da ölmüş.’’ Şunu hemen söylemek gerekir ki bu ameliyatların tecrübeli ellerde riski safra kesesi ameliyatı kadardır. Yani çok düşüktür.
Obezite Ameliyatının Ne Kadar Riski Var?
Bu alanda yapılan çalışmalar obezite ameliyatlarının 1/1000 ölüm riski taşıdığını özellikle daha önce hiç ameliyat olmamış, genç hastalarda bu riskin çok daha düşük (1/5000) olduğunu belirtmektedir. Şunu da belirtmek gerekir, sağlık alanında ne yazık ki risksiz hiçbir girişim yoktur. Göze alacağınız küçük bir risk ve elde edeceğiniz kazanımlar.
İşte sizi sevenlerin anlaması gereken, onlara anlatılması gereken budur. Dünyada ve ülkemizde en çok yapılan şişmanlık ameliyatı yöntemi olan tüp mide ameliyatını ele alalım. Tüp mide (mide küçültme) ameliyatının 2 tane önemli komplikasyonu vardır: Kaçak ve kanama. Yapılan çalışmalarda her iki komplikasyonun da %1-2 oranında görülebileceği saptanmıştır. Kaçakların ve kanamaların %90’ı midenin stapler denen özel cihazlarla zımbalanıp kesildiği hattı görülmektedir.
Kaçaklar genelde midenin en üst noktasında olmaktadır. Biz bu komplikasyonları en aza indirmek için mideyi staplerle zımbalayıp kesme işleminden sonra bu hattı üşenmeyip laparoskopik olarak bir de dikiyoruz. Buna kısaca çift dikiş yöntemi diyebiliriz. Bunun kanama ve kaçakları önleme noktasında etkili olduğunu düşünüyoruz ve bunu her hastada uyguluyoruz. Uçak kazaları her zaman haber olur, ancak bu uçağın hala en güvenli ulaşım aracı olduğu gerçeğini değiştirmez.
Bir katırın sizi tekmelemesi sonucu ölme riskiniz uçak kazasında ölme riskinden daha yüksekmiş. (bir belgeselde izlemiştim) Buradan aslında şu mesajı vermek istiyorum. Şişmanlığın kendisi genel olarak bütün açık ve kapalı ameliyatlar için bir risk artışı
getirir. Şişmansınız ve apandisit oldunuz diyelim. Mecbur ameliyat olacaksınız. Olmazsanız enfeksiyon karın içine yayılarak hayatınızı tehdit eder. Şişmanlarda apandisit ameliyatının riski şişmanlık ameliyatlarından daha yüksektir. Bunu biliyor muydunuz?
Tüp Mide Ameliyatının Olası Komplikasyonları Nelerdir?
- Kaçak: Ameliyatta kesilip çıkarılan dokudan kalan mide, staplerler yardımı ile kapatılır. İçi boş bir organın bu şekilde dikilmesi basınç artımından dolayı kanama veya stapler hattından kaçak gibi sorunlara yol açabilir. %1-2 gibi bir oranda görülen kaçaklar, ağızdan beslenmenin kesilmesi ve damar yolu ile beslenme tedavisi yoluyla kapanabilir.
- Gastroözofageal reflü: Mide içerisindeki sıvının yemek borusuna geri kaçmasıdır. Asitler ve mide salgıları yemek borusunda irritasyona sebep olur. Bu da göğüs duvarı arkasında yanma ve çok rahatsız edici yakınmaya sebep olur. İlaç tedavisi ile hafifletilmeye çalışılır.
- Gastrik fistül: Sindirim sisteminizde bulunan mide sıvılarının midenizden veya bağırsaklarınızdan sızmasına neden olan açıklığa denir. Bu sıvılar organlarınıza sızdığında enfeksiyona neden olabilir. Tedavisi daima cerrahidir.
- Stoma darlığı: Mide küçültme ameliyatı darlığa neden olabilir. Stoma, mide ve bağırsaklar arasındaki geçiştir. Tedavisi için ağız yoluyla ilerletilen bir dilatatörle geçiş sağlanmaya çalışılır. İkinci bir seçenek olarak ameliyat gerekebilir.
- Ameliyat yeri fıtıkları: Hastaların yüzde %15’inin yara yerinde fıtıklar görülebilir. Laparoskopik ameliyatlarda bu risk düşüktür.
- Mineral ve vitamin emilim bozukluğu: bu durum demir eksikliği ve kansızlığa neden olabilir. B12 eksikliği ise nörolojik hastalıklara neden olabilir. Fosfat, kalsiyum ve oksalatların emilimindeki bozukluklar böbrek taşı sebep olur. D vitamini emilim bozuklukları da çeşitli kemik hastalıklarına sebep olur.
Diğer komplikasyonlar:
- Mikrobik enfeksiyonlar
- Derin ven trombozu
- Saç dökülmesi
- Saçlarda incelme
- Psikolojik sorunlar
- Bitkinlik
- Cilt kuruluğu